Tarihi, özkaynağından çıkardığı yıldız futbolcular ile kazandığı başarılarla dolu olan Beşiktaş, geçen sezondan itibaren tamamen farklı çizgide kadro yapılanmasına gitti. Aynı transfer politikasını bu yıl da sürdüren Beşiktaş Yönetim Kurulu, ödediği milyonlarca Euro bonservis bedelinin karşılığını, şampiyonluklar ve kupalarla almak isterken alacak-verecek defterinde işler tamamen tersine dönmüş durumda...
En Pahalısı Quaresma
Yıldırım Demirören Yeter! seslerinden sonra taraftarın gönlünü yeniden kazanmayı hedefleyen Yıldırım Demirören, 2010-2011 sezonu başında Beşiktaş’a tarihinde daha önce hiç yaşanmamış bir transfer sezonu geçirtti. Uzun yıllardan beri taraftarın kadroda görmek istediği Quaresma ile başlayan harekat Guti, Simao, Almeida, Fernandes, Fatih Tekke ile devam etti. Yaptığı transferler ile bir anda bütün transfer piyasasının dikkatini çeken Beşiktaş, yaptığı bu transferler içinde 7.5 Milyon Euro ile en yüksek bonservis bedelini Quaresma için Inter kulübüne ödedi. Guti’yi bonservis bedeli ödemeden kadrosuna katarken, Simao için 900 Bin, Almeida’ya 2 Milyon, Fatih Tekke’ye ise 750 Bin Euro bonservis öderken, Fernandes’in yarım sezonluk kiralama bedeline 800 Bin Euro ödedi. Aynı zamanda Cenk Gönen için 1 Milyon Euro bonservis bedeli verilirken, Ersan Gülüm için 350 Bin kiralama bedeli ödeyen Beşiktaş, 2010-2011 sezonu için toplam 13 Milyon 100 Bin Euro transfer harcaması gerçekleştirdi.
İsimler değişti, bedeller aynı
Bu yıl bir önceki sezona göre, yıldız isimden çok genç oyunculara yönelen Beşiktaş’ta, transfer gündemindeki isimler değişse de ödenen bonservis bedellerinin bir önceki sezondan pek bir farkı yoktu. Bir önceki sezon kiralık olarak takımda yer alan Ersan Adem Gülüm ve Manuel Fernandes, gösterdikleri başarılı performanslarından sonra bonservisleri alınarak takıma uzun süre yarar sağlamaları düşünüldü. Bunun için Adanaspor’a Ersan Adem Gülüm’ün transfer bedeli olarak 2 Milyon Euro ödenirken, Manuel Fernandes için Valencia kulübüne yine 2 milyon Euro bonservis bedeli verildi. Bu dönemin en pahalı transferi 4 Milyon Euro ile Mustafa Pektemek olurken, 3.5 Milyon Euro bonservis bedeli ödenerek Atletico Madrid’ten alınan Julio Alves en dikkat çekici transfer oldu. Sezon başında büyük umutlar ile kadroya kiralık olarak katılan Bebe için Manchester United’a 1 Milyon Euro kiralama bedeli ödenirken, Bebe’nin sakatlanmasından sonra yerine kadroya dahil edilen Edu için Schalke 04 takımına 500 Bin Euro kiralama bedeli ödendi. Bir önceki sezona göre daha genç ve takım rotasyonunda yer alacak oyunculara yönelen Beşiktaş’ın rotası Avusturya ve Almanya oldu. Buradan Tanju Kayhan, Burak Kaplan ve Veli Kavlak’ı transfer eden Beşiktaş, bu üç futbolcu için kulüplerine toplamda 2 Milyon 450 Bin Euro bonservis bedeli öderken, Mehmet Akyüz için 400 Bin Euro bedel kulübün kasasından çıktı. Beşiktaş, bir önceki sezona göre daha genç ve isimsiz futbolculara yönelmesine rağmen bir önceki sezondan daha fazla bonservis bedeli ödeyerek transfer sezonunu kapatırken, transfer için kasasından 15 milyon 650 bin Euro gibi bir para çıkıyordu.
Bonservisleri ödemekle bitmiyor
Değişen transfer politikasında ödenen büyük meblağlar sadece bonservis bedelleri ile kalmıyor. Yıldız oyuncuları Türkiye’ye getirmek istediğinizde, oyuncuya daha önce aldığının çok üstünde yıllık ücret de vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu nedenle futbolcuların kulüp üzerilerindeki maliyetleri kat kat fazlalaşıyor. Quaresma yine en fazla parayı alan oyuncu olarak dikkat çekerken, onu Guti ve Simao takip ediyor. Quaresma, Beşiktaş ile yaptğı sözleşmede her sene için 3 Milyon 750 bin Euro’ya anlaşırken, Guti oynadığı dönemde 2.7 Milyon Euro senelik ücret alıyordu. Almeida yıllığı yarım sezon için 1 milyon 650 bin €, kalan 3 yılda ise yıllık 2.5 milyon €'dan Beşiktaş'la anlaşırken, Simao yıllığı 2,5 milyon €'dan 2.5 yıllık sözleşme imzaladı.
En fazla gelir Avrupa’dan
Beşiktaş için kazanılan kupalar ve Avrupa Kupası’nda atlanılan turlar, yapılan yıldız transferlerinden karşılık alabilmenin tek yolu. Yaptığı yıldız transferler ile başarıya ulaşmayı amaçlayan Siyah-beyazlı takım, kazandığı bu başarılar karşılığında hem Spor Toto Süper Ligi, hem de Avrupa arenasındaki havuzdan alacağı paralar ile kasasını doldurmanın hesabını yaparken, işler pek istenilen gibi gitmedi. Spor Toto Süper Ligi’nde beşinci olan Beşiktaş, burada yaklaşık olarak 2 milyon 800 bin TL kasasına para koydu. Beşiktaş için ise en karlı turnuva Avrupa Ligi oldu. Dünyaca ünlü isimleri renklerine bağlayıp Avrupa’da söz sahibi bir kadro kurmayı başaran Beşiktaş, geçen sezon tarihinde ilk kez Avrupa Ligi’nde gruplardan çıkmayı başarmıştı. Bernd Schuster yönetiminde ligde olmasa da, Avrupa’da başarılı bir görüntü çizen Kara Kartallar; Porto, Rapid Wien ve CSKA Sofya’nın bulunduğu gruptan bir üst tura yükselmeyi bilmişti. Bir üst turda Dinamo Kiev’e elense de, Siyah-Beyazlılar kasasına ciddi bir para koydu. Üstelik şampiyonluğa ulaşan Porto’dan bile fazla para kazanıp, önemli bir ekonomik kaynak sağladı. Avrupa Ligi’nde geçen sezon en çok para kazanan takım 9 milyon 48 bin Euro’yla Villarreal olurken, ikinci sıra 8 milyon 463 bin Euro’yla Beşiktaş’ın oldu. Şampiyon Porto, 7 milyon 837 bin Euro kazandı. İkinci turda elenmesine rağmen Siyah-Beyazlılar’ın bu kadar çok para kazanmasının ise nedeni açık: Kupaya erken turdan başlayıp, son 32 takım arasına katılması... Fazla maç oynayan Kara Kartallar, ‘market pool’ denilen ortak havuzdan en çok pay alan takım oldu. Türkiye Kupası’nı finalde İBB’yi yenerek müzesine götüren Beşiktaş, bu turnuvadan ise toplamda 3 Milyon Euro civarında para kazanmış durumda.
Beşiktaş alacaklı konumda
Yıldızlara yatırım yaparak, güçlü kadrosuyla hem Türkiye, hem de Avrupa’da başarı hedefleyen ve bu başarılar sonucunda para kazanmayı düşünen Beşiktaş, tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradı. Spor Toto Süper Ligi’nde umduğunu bulamayan, Türkiye Kupası’nı müzesine götürerek avunan Beşiktaş, Avrupa’da üst turlara çıkamasa da çok maç oynamanın verdiği avantaj ile kasasına en çok parayı Avrupa Ligi’nden koydu. İki sezonda transfere toplamda 28 Milyon 750 Bin Euro bonservis bedeli ve bir okadar da yıllık ücret ödeyen Beşiktaş, bu sezonun gelirlerini henüz cebine koymadı. Kartal, geçen sezonda Türkiye ve Avrupa’dan 14 Milyon 300 Bin Euro civarında para kazandı.
Serencebey 55. Sayı
En Pahalısı Quaresma
Yıldırım Demirören Yeter! seslerinden sonra taraftarın gönlünü yeniden kazanmayı hedefleyen Yıldırım Demirören, 2010-2011 sezonu başında Beşiktaş’a tarihinde daha önce hiç yaşanmamış bir transfer sezonu geçirtti. Uzun yıllardan beri taraftarın kadroda görmek istediği Quaresma ile başlayan harekat Guti, Simao, Almeida, Fernandes, Fatih Tekke ile devam etti. Yaptığı transferler ile bir anda bütün transfer piyasasının dikkatini çeken Beşiktaş, yaptığı bu transferler içinde 7.5 Milyon Euro ile en yüksek bonservis bedelini Quaresma için Inter kulübüne ödedi. Guti’yi bonservis bedeli ödemeden kadrosuna katarken, Simao için 900 Bin, Almeida’ya 2 Milyon, Fatih Tekke’ye ise 750 Bin Euro bonservis öderken, Fernandes’in yarım sezonluk kiralama bedeline 800 Bin Euro ödedi. Aynı zamanda Cenk Gönen için 1 Milyon Euro bonservis bedeli verilirken, Ersan Gülüm için 350 Bin kiralama bedeli ödeyen Beşiktaş, 2010-2011 sezonu için toplam 13 Milyon 100 Bin Euro transfer harcaması gerçekleştirdi.
İsimler değişti, bedeller aynı
Bu yıl bir önceki sezona göre, yıldız isimden çok genç oyunculara yönelen Beşiktaş’ta, transfer gündemindeki isimler değişse de ödenen bonservis bedellerinin bir önceki sezondan pek bir farkı yoktu. Bir önceki sezon kiralık olarak takımda yer alan Ersan Adem Gülüm ve Manuel Fernandes, gösterdikleri başarılı performanslarından sonra bonservisleri alınarak takıma uzun süre yarar sağlamaları düşünüldü. Bunun için Adanaspor’a Ersan Adem Gülüm’ün transfer bedeli olarak 2 Milyon Euro ödenirken, Manuel Fernandes için Valencia kulübüne yine 2 milyon Euro bonservis bedeli verildi. Bu dönemin en pahalı transferi 4 Milyon Euro ile Mustafa Pektemek olurken, 3.5 Milyon Euro bonservis bedeli ödenerek Atletico Madrid’ten alınan Julio Alves en dikkat çekici transfer oldu. Sezon başında büyük umutlar ile kadroya kiralık olarak katılan Bebe için Manchester United’a 1 Milyon Euro kiralama bedeli ödenirken, Bebe’nin sakatlanmasından sonra yerine kadroya dahil edilen Edu için Schalke 04 takımına 500 Bin Euro kiralama bedeli ödendi. Bir önceki sezona göre daha genç ve takım rotasyonunda yer alacak oyunculara yönelen Beşiktaş’ın rotası Avusturya ve Almanya oldu. Buradan Tanju Kayhan, Burak Kaplan ve Veli Kavlak’ı transfer eden Beşiktaş, bu üç futbolcu için kulüplerine toplamda 2 Milyon 450 Bin Euro bonservis bedeli öderken, Mehmet Akyüz için 400 Bin Euro bedel kulübün kasasından çıktı. Beşiktaş, bir önceki sezona göre daha genç ve isimsiz futbolculara yönelmesine rağmen bir önceki sezondan daha fazla bonservis bedeli ödeyerek transfer sezonunu kapatırken, transfer için kasasından 15 milyon 650 bin Euro gibi bir para çıkıyordu.
Bonservisleri ödemekle bitmiyor
Değişen transfer politikasında ödenen büyük meblağlar sadece bonservis bedelleri ile kalmıyor. Yıldız oyuncuları Türkiye’ye getirmek istediğinizde, oyuncuya daha önce aldığının çok üstünde yıllık ücret de vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu nedenle futbolcuların kulüp üzerilerindeki maliyetleri kat kat fazlalaşıyor. Quaresma yine en fazla parayı alan oyuncu olarak dikkat çekerken, onu Guti ve Simao takip ediyor. Quaresma, Beşiktaş ile yaptğı sözleşmede her sene için 3 Milyon 750 bin Euro’ya anlaşırken, Guti oynadığı dönemde 2.7 Milyon Euro senelik ücret alıyordu. Almeida yıllığı yarım sezon için 1 milyon 650 bin €, kalan 3 yılda ise yıllık 2.5 milyon €'dan Beşiktaş'la anlaşırken, Simao yıllığı 2,5 milyon €'dan 2.5 yıllık sözleşme imzaladı.
En fazla gelir Avrupa’dan
Beşiktaş için kazanılan kupalar ve Avrupa Kupası’nda atlanılan turlar, yapılan yıldız transferlerinden karşılık alabilmenin tek yolu. Yaptığı yıldız transferler ile başarıya ulaşmayı amaçlayan Siyah-beyazlı takım, kazandığı bu başarılar karşılığında hem Spor Toto Süper Ligi, hem de Avrupa arenasındaki havuzdan alacağı paralar ile kasasını doldurmanın hesabını yaparken, işler pek istenilen gibi gitmedi. Spor Toto Süper Ligi’nde beşinci olan Beşiktaş, burada yaklaşık olarak 2 milyon 800 bin TL kasasına para koydu. Beşiktaş için ise en karlı turnuva Avrupa Ligi oldu. Dünyaca ünlü isimleri renklerine bağlayıp Avrupa’da söz sahibi bir kadro kurmayı başaran Beşiktaş, geçen sezon tarihinde ilk kez Avrupa Ligi’nde gruplardan çıkmayı başarmıştı. Bernd Schuster yönetiminde ligde olmasa da, Avrupa’da başarılı bir görüntü çizen Kara Kartallar; Porto, Rapid Wien ve CSKA Sofya’nın bulunduğu gruptan bir üst tura yükselmeyi bilmişti. Bir üst turda Dinamo Kiev’e elense de, Siyah-Beyazlılar kasasına ciddi bir para koydu. Üstelik şampiyonluğa ulaşan Porto’dan bile fazla para kazanıp, önemli bir ekonomik kaynak sağladı. Avrupa Ligi’nde geçen sezon en çok para kazanan takım 9 milyon 48 bin Euro’yla Villarreal olurken, ikinci sıra 8 milyon 463 bin Euro’yla Beşiktaş’ın oldu. Şampiyon Porto, 7 milyon 837 bin Euro kazandı. İkinci turda elenmesine rağmen Siyah-Beyazlılar’ın bu kadar çok para kazanmasının ise nedeni açık: Kupaya erken turdan başlayıp, son 32 takım arasına katılması... Fazla maç oynayan Kara Kartallar, ‘market pool’ denilen ortak havuzdan en çok pay alan takım oldu. Türkiye Kupası’nı finalde İBB’yi yenerek müzesine götüren Beşiktaş, bu turnuvadan ise toplamda 3 Milyon Euro civarında para kazanmış durumda.
Beşiktaş alacaklı konumda
Yıldızlara yatırım yaparak, güçlü kadrosuyla hem Türkiye, hem de Avrupa’da başarı hedefleyen ve bu başarılar sonucunda para kazanmayı düşünen Beşiktaş, tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradı. Spor Toto Süper Ligi’nde umduğunu bulamayan, Türkiye Kupası’nı müzesine götürerek avunan Beşiktaş, Avrupa’da üst turlara çıkamasa da çok maç oynamanın verdiği avantaj ile kasasına en çok parayı Avrupa Ligi’nden koydu. İki sezonda transfere toplamda 28 Milyon 750 Bin Euro bonservis bedeli ve bir okadar da yıllık ücret ödeyen Beşiktaş, bu sezonun gelirlerini henüz cebine koymadı. Kartal, geçen sezonda Türkiye ve Avrupa’dan 14 Milyon 300 Bin Euro civarında para kazandı.
Serencebey 55. Sayı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder