Hayat Devam Ediyor...

Şike iddialarının yaşattığı gerginlik ve 3 ayın verdiği hasret ortamında çıkılan maç, tempo ve seyir zevki olarak vasatın üzerine çıkamadı.

Alınan erteleme kararı, Necip, Quaresma gibi oyuncuların yokluğu, Simao’nun henüz maç başında sakatlanmasıyla kendisini sıkıntılı bir ortamda bulan Beşiktaş’ı, pozitif  hale sokmak isteyen bir teknik direktör var.
 
Antrenör olarak geçirdiği yıl sayısına eşit şekilde takım çalıştıran Carvahal’in, haddini bilen ve yürüttüğü görevin farkında olan halleri bu zorlu süreçte Beşiktaş’a avantaj sağlıyor. Sahaya sürdüğü takımda devrim yapmanın peşinde değil, elindeki kadrodan en fazla verimi nasıl alabileceğinin peşinde olduğu anlaşılıyor. Belki bulunduğu süreç bunu gerektirse de, Beşiktaş için yapılabilecek en iyi şey bu.

Gol rahatlattı
Eğer sıfır teknik kapasite ile Rusya’da bir kupa kazanabiliyor ve 2.lig dahi olsa, o ligde sadece 9 gol yiyerek lider konumdaysanız bunu ancak gerekenden daha fazla fiziki güç ile yapabilirsiniz. Dün sahada Beşiktaş karşısına çıkan Alania işte böyle bir takım. Çok koşan, rakibini sürekli bozmaya oynayan bir takım karşısında Beşiktaş, takımın bulunduğu durumun da etkisiyle organize olmakta sıkıntı çekti. Guti’nin fizik performansının dibe vurmuş olması, Mustafa Pektemek’in istekli olmasına rağmen hazır olmayan görüntüsü, Quaresma’nın yokluğu ve Siamo’nun sakatlığı Beşiktaş’ın topu ileri taşıyamamasının en büyük nedenleriydi. Bu anlarda Fernandes ve Ernst’in mücadeleleri bile Beşiktaş’ı zayıf rakibi karşısında öne çıkartmaya yetti. Kullanılan korner vuruşu sonrası gelen gol ise Beşiktaş’ın oyunu istediği gibi tutmasını sağladı.

Bekler daha iyi olmalı
Carvahal’in kanatları etkin bir şekilde kullanma isteği gözle görülür bir şekilde öne çıkmasına rağmen, Toraman ve İsmail bu görev için eksik kaldı. İsmail çok sayıda bindirme yapmasına rağmen topu etkili kullanamıyor. UEFA tarafından gelecek vaat eden yetenek olarak gösterilmesine rağmen, beklenilen patlamayı bir türlü yapamıyor. Toraman ise geçmiş dönemlerde o pozisyonda sıklıkla oynasa da, ileri çıkmak isteyen takıma ayak uydurmakta güçlük çekti.
Rakibin hayli zayıf olması, takımda umut vaat eden bazı olguların devamının olabileceği kanısının sonunda bir soru işareti koyduruyor. Alınan 3-0’lık skor, sahada daha fazla mücadele etme isteği, sahadaki her oyuncudan maksimumu almak için uğraşmak… Bunlar güzel ama aynı zamanda temkinli olunmasını gerektiren şeyler.

Pardon!
Dün maçtan sonra Ertunç Soğancıoğlu, kombine satışlarındaki talep eksiliği üzerine açıklama yapmış. ''Kombine satışlarındaki düşüşte fiyatların etkili olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsa loca satışlarında da aynı düşüş olurdu. Loca satışlarımızda herhangi bir düşüş yok. Locaların tamamını sattık.'' sözleri, Beşiktaş’ın nasıl bir politikanın içinde olduğunun açık kanıtıdır. Kapalı Tribüne yapılan %35’lik zamma karşı, locaların sadece %10 zamlanmasına karar veren, loca ve diğer tribünlere gelen taraftar arasındaki sosyo-ekonomik farktan bir haber yöneticilere sahip Beşiktaş, artık sadece paranın peşinde olduğunu açıkça belirtmiştir. Beşiktaş taraftarının, o tribünlerden sadece şike yüzünden kopacağını düşünmek ütopyanın ta kendisidir. Eğer ortada bir şike mevzusu varsa boşalacak koltuklar tribün değil, yönetim kurulundaki koltuklardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder