"Stoke City" dediğin tek dişi kalmış canavar

Maçtan günler önce coğrafya bilgisi ile bizi kendine hayran bırakan Tony Pulis’in, söylediği ile uyguladığı şeyin çok ayrı olduğunu gördük. Avrupa’nın göbeğinde, oynanan futbolun herkesi büyülediği İngiltere’de, Dünya’nın ücra köşelerinden çıkmış medeniyet seviyesinde bir futbol izletti bize Stoke City. Orta sahada rakip tehlike başlatmaya başladığı andan itibaren, sert ama hakemin müsaade edeceği fauller ile rakibi yıldırmaya çalışan, yetenekleri kısıtlı olduğu için hava toplarıyla gol arayan ve o bölgede her türlüğü pisliği yapan bir rakip vardı.

Stoke City’nin yapabildiklerine baktıktan sonra, sahadaki her iki takım arasında teknik açıdan fark olduğunu çok rahat görebilirdik. Ancak Stoke City’nin yaptıkları, futbolun doğrularına pek hizmet etmese de, örnek alınması ve neden kazanamadığımızı anlatan ince detaylar vardı. Stoke City oyun içinde hiç dağılmadı. Aynı zamanda Beşiktaş’ın dağıtmasına da izin vermedi. Yapabildikleri pek çok futbolseverin hoşuna gitmese bile, onlar kapasitelerinin farkında. Bu yüzdende yapabildiklerini en iyi uygulamaya çalışıyorlar. Delap’ın her taç atışında, saha kenarındaki çocuğun havluyu uzatması, Rüştü’ye uygulanan markaj, kale sahasına uzak yerlerde yapılan fauller… Yapabildiklerinin üzerine kafa yordukları ve bunu da çok iyi yaptıkları çok açık.

Beşiktaş ise belki de bu sezon en iyi futbolunu sahaya yansıtmış olabilir. Carvahal’in, rakibini detaylı incelediği ve hangi zaaflarının olduğunu belirlediği çok açık. Keza orta sahada inatla ve başarı ile yerden oynanan top sayesinde, Stoke City’nin baskısını kırması bu çalışmanın ürünü. Quaresma’nın ise sorumluluk alması, onun için en verimli maçlardan biri oldu. İstatistik olarak sahaya yansıtamasa da, mücadelesi, isteği ve takımı oynatma çabası izleyen herkesi fazlasıyla sevindirdi. Ancak Beşiktaş dün en iyi futbolunu oynamış, gelişme göstermiş olsa bile bazı parçaların eksikliği, bir üst seviyeye çıkmaya izin vermiyor. Simao’nun formsuzluğu, Edu’nun defans arasında kayboluşu, Beşiktaş’ın sakin ve akılcı oynadığı sıralarda Stoke City üzerinde baskı kurmasına engel oldu.

Fernandes ve Necip’in oyundan düşmeleri ile maçın başından itibaren sahaya hakim olan Beşiktaş’ı geriye itti. Bu sırada Stoke City fizik üstünlüğünün avantajını da kullanarak baskı uygulamaya başladı. Pozisyon bulamasalar da, gol atabilecekleri tek pozisyonu da elde ettiler. Anlamsız bir penaltı ile maçı kazandılar.

Beşiktaş, ligde kazandığı iki maçtan sonra umut vermemişti. Ancak dün kaybedilen maçtan sonra herkesin yüzünde oyun bakımından bir tebessüm oluştu. Beşiktaş için sahada dün kaybedilenin yanında, nasıl oynaması gerektiği, doğruların ne olduğunu, eksiklerinin ne gibi şeyler olduğunu fark ettiği bir maç oldu. Simao’nun katkı vermeye başlaması ve Almeida’nın takıma katılması ile Beşiktaş üst seviyelerde daha rahat futbol oynayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder